Netflix’te popüler olan her şeyi izlemeye çalışan bir kısım insan, The Irishman’i de popüler sanıp izlemeye çalışıyor, sonra da eleştiriyorlar. Oysa bu film popüler değil kült filmlerin devamıdır ve kendi kitlesine hitap eder. The Irishman’den keyif almak için biraz bilgi lazım. Amerika tarihini, dünya...
Sanat
Her insan bir yetenekle doğar. Kimi güzel resim yapar, kiminin matematiğe kafası çalışır, bazısının el becerisi yüksektir. Herkesin öyle veya böyle bir zanaate yatkınlığı vardır. Şanslı olanlar, kendilerinde bu yeteneği keşfederler. Daha şanslı olanlar ise yaşamlarını bu yetenek üzere kurgularlar. En şanslı olanlar da,...
Hayat hızlı değil. Biz hızlandırıyoruz. Yemekten amacımız keyif almak değil, hızlıca doymak. Yolculuktan amacımız yolun tadını çıkarmak değil, hemen varmak. Çalışmaktan amacımız sevdiğimiz işi yapmak değil, ay sonunu getirip maaş almak. Çocuktan bile amacımız büyüdüğünden tat almak değil, hemen büyüdüğünü, okula başladığını görmek, mürüvvetine...
Enfes bir pasta ustası tanıyorum. Görünümüyle, lezzetiyle harika pastalar yapıyor. İstanbul’un iyi mekanlarından birinin pasta ve fırın şefi olarak çalışıyor bu hanımefendi. Bir gün laf arasında neden kendi yerini açmadığını sordum. Verdiği cevap birçok çalışana örnek olacak cinstendi. “Ben pasta ustasıyım. İşim bu. Burada...
Abdullah Şevki’nin kitabındaki sapıkça ifadelere gelen tepkiler üzerine yayınevi sahibi açıklama yapmış. Demiş ki “sizin o karga beyniniz abdullah şevki’yi, alaattin topçu’yu, kurgu’yu kaldıramaz. O nedenle sizin linç kültürünüz tarihin her döneminde yenilgiye ve zavallılığa mahkumdur.” Yani çok afedersiniz dişi çıkmamış bebeğe oral seks...
The Godfather’ın kitabını okumayan, filmini seyretmeyen yoktur. Vito Corleone’nin en büyük derdi, özellikle Tattaglia ve Barzini ailelerinin durup durup kendisine ve ailesine sataşmasıydı. Pazarına bulaşmak, yanlış işlere zorlamak, ekibi arasına ikilik sokmaya çalışmak gibi saçmalıklardan geri durmazlardı. Vito Corleone ise bu sıkıntıları alışıldık yollardan...
Kültür Bakanlığı’nın yerinde olsam alırım önüme Han Duvarları şiirini, oturur incelerim. Bu şiiri topluma nasıl kazandıracağımı düşünürüm. Ne yaparım? Mesela şiir boyunca Faruk Nafiz’in takip ettiği rotanın haritasını çıkarırım. Üç gecelik bir yolculuktan, üç ayrı kervansaraydan bahsediliyor şiirde. Bu kervansarayları eklerim rotaya. Gerekirse odalardan...
Tam bu noktadan Erciyes’e bakmış Faruk Nafiz. Ve demiş ki: “Arabamız tutarken Erciyes’in yolunu Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu’nu? Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende, Dedi, “hana sağ indi, ölü çıktı geçende” Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti, Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti.”...
Odessa Opera ve Bale Tiyatrosu’nun 1.3 milyon altın rubleye mal olacağını duyunca nefesi kesilmiş Odessa halkının. Sonra inşaat bitip de eser ortaya çıkınca bu kez hayranlıktan kesilmiş nefesler. Odessa o zamanlar Rus Çarlığı’nın en önemli liman kentlerinden biri. Şeklimiz yeter diye 1810’da yapmışlar baba...
“Lector” Latincede “okuyan” demek. Sesli veya sessiz, okumakla ilgilenen kişilere lector demişler. Bu sözcük, birçok dile olduğu gibi İspanyolcaya da sıçramış. Lector: Okuyucu. Son zamanlarda Türkiye’deki akademik ortamlarda asistanların ağız yaya yaya kullandıkları bu sözcüğün Küba’daki hikayesiyse çok hoş. Güney Amerikalılar muhabbeti seven, müziksiz...