Otomotiv Seyahat Toplum

Hafta sonu şoförleri

İngilizcede “sunday driver” diye bir tabir vardır. Hafta sonu şoförü diye çevirebiliriz. Haftada bir araba kullanan, tecrübesizliğiyle trafiği alt üst edenler için kullanılan bir deyimdir bu.

Türkiye’nin şehirlerarası yollarında bu sıkıntıyı sadece pazar günü değil, tüm yaz sezonu boyunca yaşıyoruz.

Normalde sadece köyünde kullandığı arabasıyla uzun yola çıkıp, 30 otomobillik köy trafiğine alıştığı için binlerce otomobilin arasına karışınca ne yapacağını şaşıranlar, hızlı akan trafikte ne yapması gerektiğini bilmeyenler, çok yavaş gidince güvende olduğunu sananlar, tepeleme dolu arabası yüzünden çevresini göremeyenler, doğru düzgün yanmayan farlarıyla gece yolculuğu yapmaya çalışanlar, bakımsız arabaları yüzünden yolda kalanlar… Saymakla bitmez.

Bunların arasına bir de hızlı gidenleri durdurmayı kendine görev edinmiş trafik robotları karışır zaman zaman. “Hız sınırı 120 yazıyor, o zaman sol şeritte 120 ile gidip arkamda dizilen onlarca otomobilden küfür yiyebilirim.”

Sadece köyden şehire yolculuk yapanlar değil bunlar. İşine toplu taşıma veya servisle giden, bilmem kaç taksitle aldığı ve kendince pek kıymetli olduğu için sadece hafta sonları kullandığı arabasını “garaj arabası” diye satmadan önce memlekete gidip bir göstermek isteyen büyükşehir insanları da var bu trafiği katledenlerin arasında. En ukalaları da onların arasından çıkıyor üstelik.

İşte bunların hepsi birbirine karışınca yaz mevsiminde uzun yol resmen işkenceye dönüşüyor. Yola çıktığımdan beri beceriksiz sürücü ordusu yüzünden o kadar tehlike atlattım ki, Ankara İstanbul yolunda bir dinlenme tesisinde oturdum bunları yazıyorum.

Sürücü vardır, 300 km’yi uzun yol sayar. Bir hafta öncesinden hazırlıklar yapar, dinlenme tesislerini planlar, strese girer.

Sürücü vardır, gece 12’de Lviv’de kahve içerken canı sıkılır, Odessa’ya gidicem ben diye 850 km’lik yola çıkar. Bırak hazırlığı, kahvenin kalanını yolda içer. Çünkü o zaten hazırlıklıdır.

Yaz sezonunda uzun yol, bu iki sürücü tipinin şiddetli geçimsizliğinden ibaret. Artık kış gelse de biz karın tipinin içinde fırtınalarla boğuşsak, onlar da sıcak evlerinde otursa diye bekliyorum.

Eylül 2019, Sapanca

Bir de şu konular var

Siz ne dersiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.