Toplum

Sana kolza bana kanola

Son birkaç yıldır Trakya’nın her yanını fotoğrafta gördüğünüz lanet olası sarı çiçekler sardı. Aşağı yukarı 30 yıl önce kolza diye yetiştiriyorlardı bunu. İnsanlarda ve hayvanlarda çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığı ortaya çıkınca bir ara yasaklandı, sonra da yetiştiren kalmadı.

Aradan yıllar geçti, zararlı diye bırakılan kolza, genetiği ile oynanarak kanola adı altında yeniden çıktı piyasaya. Yetiştirme kolaylığı yüzünden de yer gök kanola oldu Trakya’da. Ayçiçeğini, buğdayı unuttu millet, o kadar teslim oldu tarlalar buna.

Kanola, günümüzde mısır ve soyadan sonra en yaygın GDO’lu bitki. Ancak ucuz yağ üretimine imkân vermesi nedeniyle çılgın gibi yetiştiriliyor. Birkaç köylüyle konuştum, 6-7 yıl önce biyodizel yakıt için ekmeye başladıklarını söylediler. Yani bunlara bu işi tavsiye edenler gıda değil, yakıt üretiminde kullanılacak demiş. Fakat kanola yağı gıda sektöründe de çatır çatır kullanılıyor şu anda.

İnsanda E vitamini eksikliğine, trombosit bozukluğuna neden olduğu kanıtlanmış, FDA tarafından bebek mamalarında kullanımı yasaklanmış bir meret, ülkemizde serbestçe yetiştirilip satılıyor. Tabi sorsan hemen cevap yetiştirenler de var.

“Bu aslında kolza sayılmaz. Kolzada erusik asit ve glukosinolat diye iki adet zararlı yağ asidi var. Bu asitler elimine edilerek bitkinin genetiği yeniden kodlandı, o yüzden zararlı değil. Patentli tohum bu. Sağlıklı. Bla bla bla…”

Ulan derdimiz bu meretin GDO’lu olması, aslında zararlıyken genetiği bozularak zararsızmış gibi gösterilmesi zaten. Ama küresel tohum ve gıda şirketlerinin milletin beynini yıkadığı bir devirde kime neyi nasıl anlatacaksın…

Nisan 2018, Tekirdağ

Bir de şu konular var

Siz ne dersiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.