Netflix’te popüler olan her şeyi izlemeye çalışan bir kısım insan, The Irishman’i de popüler sanıp izlemeye çalışıyor, sonra da eleştiriyorlar. Oysa bu film popüler değil kült filmlerin devamıdır ve kendi kitlesine hitap eder.
The Irishman’den keyif almak için biraz bilgi lazım. Amerika tarihini, dünya savaşlarının ve büyük buhranın ekonomi tarihindeki yerini, kumarhane ekonomisini, sendika savaşlarını, devlet-derin devlet-mafya ilişkisini bilmek, İrlanda ve Sicilya mafya teşkilatının kültürüne aşina olmak lazım. Sadece film seyretmekle olmaz, okumak lazım.
Goodfellas, Casino, The Godfather, Scarface, Mean Streets, Raging Bull, Once Upon a Time in America… Bu tip filmlere hakim olmak, alt mesajları görmek lazım. Sergio Leone, Martin Scorsese tarzına göz aşinalığı lazım.
Biraz rock, biraz blues, biraz doo-wop bilmek lazım. In the Still of the Night çalarken gayriihtiyari sahneden kopup kafada The Five Satins, The Cadillacs, Procol Harum, Creedence Clearwater Revival listeleri oluşturmak, birkaç saniyede filme geri gelmek lazım.
Frank Sheeran’a her sahnede ayrı otomobil kullandırmalarının bir sebebi var. Hudson Hornet, Cadillac Fleetwood, Buick Electra, Lincoln Continental, Mercury Marquis, Plymouth Belvedere, Chevrolet Corvair, Pontiac Star Chief, Ford Custom 500… Her sahnede ayrı bir klasik arz-ı endam ediyor. Mack B ile sevkiyat sahnesi bile var yahu. Bunlardan keyif alabilmek lazım.
Yukarıda saydıklarım size bir şey ifade etmiyorsa, The Irishman’den zerre keyif alamazsınız.
Martin Scorsese efsane arkadaşlarını toplayıp çekti bu filmi. Bir sinema tarzına damgalarını vurdular, şimdi veda ediyorlar. Bir veda filmiydi bu, Goodfellas çevikliği beklememek lazım kimseden.
Robert de Niro, Joe Pesci, Harvey Keitel, Al Pacino… Hepsi, fişek gibi gençliklerine ve hüzünlü yaşlılıklarına şahit olduğumuz oyuncular. Filmin tek eksiği hüzünlendirecek bir kadın oyuncu. Bu filme Claudia Cardinale yakışırdı.
İzleyicinin empati kurabileceği bir esas oğlan bile yok bu filmde. Sanki Scorsese herkese eşit görevler dağıtmış da birlikte veda edelim demiş gibi.
Belki o yüzden bu kadar yavaş ve hüzünlüydü atmosferi, kim bilir…
Nisan 2020, Tekirdağ
:)) arkadaşımla iddiaya girdik, ben sizin gibi kült olduğunu söyledim, o kötü ama popüler. googleda yazınızı bulduk sayenizde ben kazandım. teşekkürler.