Perakendecilere selamlar.
Gerek kendi aramızdaki sohbetlerde, gerekse burada yazıp çizdiklerimizde hep aynı şeyleri söyledik.
Dünya değişiyor, eski bildiklerimizi unutmamız lazım dedik. Tecrübeler bir yerden sonra işe yaramıyor, yeni şeyler öğrenmek lazım dedik. Çağa ayak uydurmak, tüketicinin ihtiyaçlarını daha iyi tanımak, sistemi yönetenlerin kuracağı yeni oyunlara hazırlıklı olmak lazım dedik.
Yapmak isteyen elinden geldiğince bir şeyler yaptı. İstemeyen de bahaneler üretti.
E-ticaret yapmaya hazır değilim, ekibim yok, ekip kuracak zamanım yok, ben eskiden beri böyle çalıştım yenilikle falan uğraşamam, bulunduğum bölgede tekim/en iyiyim, ürünlerim çok özel, internette marjlar düşük, ben kârımdan vazgeçmem gibi bahanelerle yollarına devam ettiler.
Gözünü açık tutan da e-ticarete bir şekilde girdi. Tüm mağazaların kapanıp toplumun eve kapandığı bir dönemde bu firmalar ayakta durmaya devam ediyorlar. Bu saatten sonra e-ticarete heveslenenlere maalesef ekmek yok, çünkü bir hazırlıkları yok.
Virüsü, salgını falan bir kenara koyalım. Hayatta kalırsak torunlarımıza anlatacağımız, siyaset, ekonomi ve coğrafya kitaplarında yer bulacak tarihi günler yaşıyoruz.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bugünler sessiz sedasız gelmediler. Ayak sesleri 10 yıldır her geçen gün artarak yaklaşıyordu. Dünyanın alışkın olduğu ekonomik ve siyasi sistem kökünden değişiyor, yepyeni bir çağa giriyoruz.
Yakın gelecekte çok fazla işletme batacak, sermaye büyük oranda el değiştirecek, çok fazla insan ölecek. Yeniden kurgulanan dünyada alışkın olduğumuz bazı ürünlere, işletmelere ve iş modellerine yer yok.
Bu düzeni değiştirenler kendi planlarını zaten yaptılar. Bizim gibi figüranlara düşen ya pes etmek ya da yeni düzeni hızlıca algılayıp bir yer tutmaya çalışmak.
Bugün birçok perakendecinin önceden hazırlık yapmadığı için büyük pişmanlıklar yaşadığını biliyorum.
Gelin bundan sonra daha dikkatli olun. Eyyorlamam bu kadar.
Mart 2020, İstanbul
