Balkanlarda dolaşırken eski, lüks arabalar görürdüm. İhtiyar amcalar Yugoslavya’nın Avrupa’ya kafa tuttuğu yıllarda aldıkları arabalara hala biner, Tito dönemini özlemle anarlardı.
Bir dönem para kazanmış, biraz varlık edinmiş, sonra bir adım daha atamayıp olduğu yerde kalmış insan yığınları sıvaları dökülmüş toplu konutların çevresinde vakit geçirir, ellerindeki tüm mallara gözleri gibi bakarlardı.
Her mahallede oto servisleri, kaportacılar, terziler, ıvır zıvır tamircileri olurdu. Çünkü eski eşya atılmaz, tamir edilirdi. Herkesin malı kıymetliydi.
Bana çok enteresan gelirdi bu görüntüler. Sanki ülkeye bir ara para dağıtılmış, herkes alacağını en üst seviyeden aldıktan sonra zaman durdurulmuş gibiydi. Dandik araba yok, her yer Mercedes, Audi, BMW ama hepsi 90 küsur model.
Bunun bir nedeni de bölgedeki birçok ülkenin düşük gümrük vergileri yüzünden Avrupa’nın eski arabalarını toplayıp getirmesi elbette.
Şimdi dönüp bize bakıyorum. Üç sene önce Jeep Rubicon için 500.000 TL çok para, Duster alayım diyerek 170.000’e aldığım Duster 700.000 TL olmuş, 300.000 TL altına sıfır araba kalmamış. Geçen yılın bonfile parasına bu yıl beyaz peynir, geçen yılın Macbook parasına bu yıl Monster alıyoruz.
Toplumun büyük kesimi yeni mal almak yerine elindekini korumanın derdine düşmüş. Altımdaki arabaya 10 yıl binerim, bu ayakkabıyı iki sene daha giyerim planları yapan milyonlar var. Orta halli diye bir kesim yok, kendi yağında kavrulanların parası yağ almaya yetmiyor.
Bizim dezavantajımız ise şu: Kolay paraya, kullanıp atmaya ve israfa o kadar alıştık ki toplumun büyük kısmı ne su ne de elektrik tesisatından anlar, en ufak derdini kendi çözemez, damlatan musluğun tamiri için tesisatçı çağırır. Oto sanayilerde Türk çırak yok, Maslak Senegalli, Ganalı, Nijeryalılarla Inglewood’a dönmüş.
Evet artık biz de bir otomobile 10 sene binecek, pantolonu yamayacak, ayakkabıya pençe attıracağız. Ama hepimiz okuyup mühendis olduğumuz için terzimiz Suriyeli, ayakkabıcımız Afgan, kaportacımız Nijeryalı olacak.
Seçimi yaptık. Sonuçlarına katlanacağız.
Eylül 2022, Çanakkale