Moldova (eski adıyla Boğdan), deniz kıyısında olmasına rağmen denizle bağlantısı olmayan gariban bir ülkedir. Bu duruma düşmeyi de hak etmiştir. İnsanlık tarihine tek katkısı, bir sürü dallama voyvoda yetiştirip Eflak, Erdel, Trakya civarlarında millete salça olmaktır.
Günümüzde ne Romanyalılar, ne de Ukraynalılar sevmez Moldovalıları. Hakaret niyetine kullanmak oldukça yaygın, “Moldovalı mısın, nesini anlamıyorsun?” diye fırça atabiliyorlar birbirlerine. O yüzden Moldova’ya deniz meniz yok, kendi kendine acından ölsün diye bırakmışlar kenarda.
Moldova halkının denizle ilişkisini Osmanlı kesmiş. II. Bayezid’in şu anda surlarında dolandığım Akkerman Kalesi’ni fethetmesiyle birlikte, Moldova’nın deniz macerası sona ermiş.
Akkerman, çok eski bir kale. İlk yapılış tarihi bilinmemekle birlikte, temellerinin antik Yunan kenti Tyras’ın harabelerine, 9. yüzyılda atıldığı düşünülüyor. Kurucuları, Dinyester Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü noktadaki şehre Belgorod adını vermişler. Şehrin ve kalenin yöneticileri zaman zaman değişse de, nüfus yoğunluğunu genelde Tatarlar oluşturmuş.
Avrupa’yı Asya’ya bağlayan önemli bir ticaret yolu üzerinde olması nedeniyle Litvanyalılar, Kozaklar, Ruslar, Tatarlar sık sık dalaşmış Belgorod için. Her savaştan sonra kale daha da güçlendirilmiş, büyütülmüş.
Osmanlı’nın Karadeniz’in kuzeyinde çok işi yokmuş aslında. Fakat Boğdan’ın rahat durmaması nedeniyle II. Bayezid işi kökten çözmek için sefere çıkmış. Kırım Hanı Mengli Giray ve Eflak Voyvodasının da desteğiyle Ağustos 1484’de Akkerman Kalesi fethedilerek Boğdan’ın denizle ilişkisi kesilmiş. Dobruca ve Kırım Hanlığı’nın birleşmesiyle de Karadeniz, 1774’e kadar, 290 yıl boyunca bir Türk gölü olmuş.
Önemli kale Akkerman.
Haziran 2017, Odessa, Ukrayna
