İş Dünyası Siyaset Toplum

Biftek yiyemedim

Geçen gün baktım cepte biraz para var. “Gideyim de şöyle güzel bir t-bone yiyeyim,” diye gittim bir steakhouse’a.

Karşıma biri geldi oturdu. Böyle asık suratlı, çatık kaşlı bir abi.

“Ne yiyeceksin?”
“Biftek yemeyi düşünüyorum.”
“İyi. Bir porsiyon kendin ye, 1,5 porsiyon da bana söyle,” dedi.
“Sen kimsin birader,” dedim.
“Devletim,” dedi.
“Ama benim o kadar param yok ki,” dedim.
“Paran yoksa biftek senin neyine lan pis fakir, otur simit ye. Simit yersen bana yarım porsiyon ısmarlasan da olur,” dedi.

Kalktık simitçiyle gittik. Oturup biftek yiyip kahve içecektim ama aynı paraya simit yedim, çay içtim.

Türkiye’de otomotiv sektörünün durumu budur. Çıplak fiyatı 100.000 TL olan bir otomobilde 3.0 litreden büyük motor varsa sırasıyla ÖTV, KDV, MTV ile %173 eklenerek 280.000 TL oluyor.

1.2 litreyse gariban işi deyip sadece %63 ekliyorlar sağ olsunlar.

Biftek parasına simit yiyoruz işte. Üstelik ithal simit. Çünkü fırıncımız çok ama fırınımız yok.

Sahi, her yıl mezun olan otomotiv mühendisleri falan ne yapıyorlar ya? Bir tanesi Kamil Abi’nin depoda çalışıyor, biliyorum. Diğerleri nerede acaba…

Haziran 2019, İstanbul

Bir de şu konular var

Siz ne dersiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.