Bir fuarın daha sonuna geldik. Kafasını çalıştıran, doğru stratejiler uygulayan imalatçı ve ithalatçılar iyi cirolar yaptı. Fırsatları değerlendiren, işini geliştirmeyi düşünen perakendeciler başarılı alımlar yaptı. Bu ticaret, daralmaya devam eden ekonomide iki tarafa da can suyu olacaktır.
Bir de fuardan haberi bile olmayan perakendeciler var. Değişen ekonomik şartlara direnen, bildiğini okumaya devam eden, “ben 20 yıldır böyle yapıyorum,” diyenler.
İmalatçı yeni ürünler geliştirirken, ithalatçı yeni tasarımlar getirirken, herkes pazarı yeniliklerle geliştirmeye çalışırken sen bildiğini okursan yeni sistemde var olamazsın kardeş, kusura bakma.
Türkiye’de ve dünyada sistem değişiyor. Daha dinamik, daha atak bir ticari ortam var artık. Ayakta kalmak isteyenler bildiklerini unutmak, değişime ayak uydurmak zorunda.
Dünyanın en büyük bankası Bitcoin’in nakiti yok, dünyanın en büyük taksi şirketi Uber’in arabası yok, dünyanın en büyük konaklama şirketi Airbnb’nin oteli yok ve dünyanın en büyük perakendecisi Alibaba’nın bir liralık stoğu yok.
Bundan 10 yıl önce bunları söylesek gülerdiniz ama artık hepsi gerçek. Bugün mantıksız bulup güldükleriniz de 10 yıl sonra gerçek olacak.
Bu değişime kendi sektörünüzde ayak uyduramazsanız yok olacaksınız. Mevcudu unutup, pencerenin dışından bakmak ve hızla değişen yeni dünyayı bir ilkokul çocuğu hevesiyle öğrenmek zorundasınız.
Aksi takdirde interneti akıllıca kullanan bir Bursa mağazası, mevcut anlayışında direnen bir Ankara mağazasını oturduğu yerden batırır. Doğru stratejiler uygulayan küçük bir işletme, büyüdüğü için hantallaşan dev zincirin şubesini kendi ilçesinde yaşatmaz.
Kapitalist sistemde var olmak isteyen bir işletme sahibi, yaşı kaç olursa olsun öğrenmek, gelişmek zorundadır. Yok ben değişmem derseniz de işi gücü bırakın, bir sahil kasabasına yerleşme fikrinizi şimdiden gerçekleştirin. Aksi takdirde yavaş yavaş kaynayan sudaki kurbağa misali battığınızı anlamaz, oltaya bile para bulamazsınız.
Dost acı söyler.
Eylül 2018, İstanbul
