Yıllar önce Adapazarı’na ilk kez gittiğimde çevredeki yüzlerce bisiklet ve motosikleti görünce, “bir gün Türkiye’den bir motosiklet yarışçısı çıkarsa ya buradan, ya da Yalova’dan çıkar” diye düşünmüştüm. Her evde en az bir motosiklet vardı ve herkes işine motosikletiyle gidiyor, tamir bakımından da az çok anlıyordu. Aradan zaman geçti, özellikle Sakaryalı arkadaşlarımdan duymaya başladım ismini. Kenan diye bir genç var, diyorlardı. Bir gün uluslararası şampiyonalarda yarışacağına inanıyorlardı.
Sonra ben de takip etmeye başladım O’nu. Yarışlarını yabancı kanallardan izledim, yabancı dergilerden röportajlarını ve yarış özetlerini okudum. 17 Ağustos faciasında canını zor kurtarması, abisini trafik kazasında kaybetmesi onu hayata küstürmemiş, bilakis azmini körüklemişti. Başarıya aç bünyesini sıra dışı tekniğiyle birleştiren mükemmel bir motosiklet sürücüsüydü o.
Uluslararası şampiyonalarda yarışmaya başladığında kariyerindeki yükseliş de başladı. Önce FIM Dünya Kupası’nda şampiyonluğu takım arkadaşına kaptırdı. Ardından Supersport’a geçerek motosiklet pistlerinde tekel olmuş İtalyanlar başta olmak üzere tüm dünyayı şaşırtmaya başladı. Honda CBR 600 RR ve Kenan Sofuoğlu bir bütündü artık. İlk yarışından itibaren podyuma çıkarak Lewis Hamilton’ın Formula 1’de kazandığı başarıları Supesport’ta kazanmaya başladı. Ancak tüm bu başarılara rağmen Ayşe Şule Bilgiç’in yazdığı araştırma yazısını ve bazı gazetelerde çıkan minik kutuları saymazsak Kenan Sofuoğlu hakkında Türk medyasında bir tane bile doğru düzgün haber çıkmadı.
Ve şimdi şampiyon. Sezonun bitmesine üç yarış kala, klasman ikincisine attığı 80 puan farkla, Kenan Sofuoğlu bir dünya şampiyonu. Elinde Türk bayrağıyla pistte şampiyonluk turu atarken çekilen fotoğraflarını yayınlayarak manşetler atıyor Türk medyası spor sayfalarında: “Gururumuz Kenan!” diyorlar, “Türkiye’nin Gururu” diyorlar, “İşte Türkün Gücü” gibi cümlelerle Kenan’dan bahsediyorlar. Peki, bu zamana kadar neredeydiler?
Kenan’a kariyerinin başında neden kimse destek vermedi? Supersport’ta ardı ardına başarılar kazanırken gazeteler neden umursamadılar? Bir tanecik sponsor bulamadığı için Almanya’ya gitmek zorunda kaldı bu adam. Şimdi hangi hakla, ne yüzle onun başarısından kendinize pay çıkarıyorsunuz? Futbol, siyaset ve magazin üçgeninden çıkamadığınız halde neden sanki tüm yarışlarında onunla berabermişsiniz gibi haberler yapıyorsunuz?
Kenan bir İngiliz olsaydı, bir Alman olsaydı, kariyerinin başından itibaren tüm ülkesi tarafından tanınırdı. Çünkü başarıya değer veren insanların arasında, vatandaşlarının başarısına değer veren bir medyanın gündeminde olurdu. Ama Türkiye’de bunu görebilmek çok zor.
Bu ismin bir gün MotoGP’de şampiyon olacağına inanıyorum. Bunu motosiklet dünyasının önemli isimleri de tahmin edebiliyorlar zaten. O nedenle sevgili Türk firmaları, şimdi bari futboldan başka mecraları dikkate alın da, yurtdışında Türkiye ile daha fazla alay edilmesin. Kenan Sofuoğlu’nun “kendi ülkesinden sponsor bulamayan bir dünya şampiyonu” olarak tarihe geçmesi sadece Türk medyasının değil, sosyal sorumluluk, sponsorluk projeleriyle çok güzel atıp tutan Türk firmalarının da utancı olacaktır.
Ağustos 2007, Bursa
