Abdullah Şevki’nin kitabındaki sapıkça ifadelere gelen tepkiler üzerine yayınevi sahibi açıklama yapmış. Demiş ki “sizin o karga beyniniz abdullah şevki’yi, alaattin topçu’yu, kurgu’yu kaldıramaz. O nedenle sizin linç kültürünüz tarihin her döneminde yenilgiye ve zavallılığa mahkumdur.”
Yani çok afedersiniz dişi çıkmamış bebeğe oral seks yaptırmanın nasıl bir haz verdiğini üç sayfada betimlemek kurguymuş, edebiyatmış, biz mal olduğumuz için anlamamışız.
Pardon ya. Yanlış anladık seni Abdullah Şevki. Yeni kitabında farklı pozisyonlar da anlat da kurgu nedir iyice anlayalım.
Bu kitap tepki çekince başka cevherler de döküldü ortaya. Elif Şafak 65 baskı yapan Mahrem adlı kitabında küçük bir çocuğa oral seks yaptıran birini anlatmış. Ama daha edebi ifadelerle anlatmış o. Şey çünkü o, edebiyatçı. Bizim gibi avam değil.
Ayşe Kulin de Gece Sesleri kitabında ayağında salladığı minik bebeğin çıplak ayağını bir yerlerine bastırıp haz alan, çocuğunun uyku saatlerini kocasını beklediği gibi bekleyen 17 yaşında nemfoman bir kadını anlatmış detaylarıyla.
Ulan! Çocuklar olmasa kitap yazamayacakmış bunlar.
Türk edebiyatının allanıp pullanan yazarlarını hiç okumayarak nelerden korunduğumu çok iyi anladım iki gündür.
Okuduğum en sapık Türk kitabı Ömer Seyfettin’in Beyaz Lale’siydi. Bir Yunan subayın işgal altındaki Türk köyünde Lale adlı 19 yaşında bir genç kıza tecavüzünü, intihar eden kızın cesedine nasıl tecavüz ettiğini, cesedi fırında nasıl yaktığını sayfalarca, iştahla anlatırdı büyük edebiyatçımız.
Bomba, Kaşağı, Forsa, Topuz… Ulan edebiyatçı dediğiniz adam cinsellik ve şiddet pornosunun zirvesini zorlamış, en normal kitabı Pembe İncili Kaftan be. Bunun kitaplarını okuyarak büyüyen nesillerden ne yazmasını beklerdiniz?
Kaldı ki ben Henry Miller gibi, Marquis de Sade gibi adamların tüm kitaplarını okumuş adamım. Tarzları yüzünden toplumdan dışlanan bu yazarlar bile, Bukowski gibi, Kerouac gibi ağzı bozuk yeraltı edebiyatçıları bile çocukları alet etmediler kitaplarına.
Bizim marjinal edebiyatçılarımız da el kadar bebeleri cinsel fantezilerine alet edecek kadar aşağılık davranışlar sergiliyorlar.
Sizin edebiyat anlayışınıza tüküreyim ben.
Mayıs 2019, İstanbul