Toplum

Göz hakkı

Son yıllarda yol kenarlarındaki tarla ve meyve bahçelerinin yanında park etmiş, çoluk çocuk maaile arabadan inip meyve toplayanları çok sık görüyorum.

Birkaç kez merakımdan durup bahçe sizin mi diye sormuşluğum var bu kalabalıklara. Gayet rahat bir şekilde hayır bizim değil, göz hakkı diye topluyoruz şeklinde cevap aldım. Bir kez değil, birçok kez.

Eskiden yoktu böyle şeyler, son birkaç yıldır başladı.

Çocukken biz de yaptık bunu. Arkadaşlarımızın gazıyla bahçelere dalıp erik topladık, ceviz topladık. Sonra anne babamız uyardı, başkasının ağacından meyve toplamak hırsızlıktır, haramdır dedi, bir daha yapmadık. El kadar çocuktuk bunları öğrendiğimizde.

Şimdi koca koca adam ve kadınların ellerinde poşetlerle, peşlerinde çocuklarla hiç tanımadıkları şahısların bahçelerine dalarak güle oynaya meyve sebze toplamalarına bakıyorum da, ağzım açık kalıyor.

Göz hakkı bu değil arkadaşlar. Bunun adı hırsızlık. Üstelik edepsizce, pervasızca yapılan bir hırsızlık.

Bir işletmenin deposundan ürünlerini çalmak, bir insanın cüzdanından parasını çalmak veya bir çiftçinin bahçesinden meyvelerini çalmak arasında hiç fark yok.

Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsunuz? Gerçekten aklım almıyor.

Yol kenarında durursun, iki fotoğraf çekersin anlarım. Yahu ben ayçiçeği fotoğrafı çekmeye çalışırken aman çiçekler ezilmesin, narin sapları kırılmasın diyorum, millet dalmış tarlanın ortasına, çiçekleri kıra kıra fotoğraf çekiyorlar, olacak iş mi bu?

Yazık değil mi çiftçinin emeklerine, kırılıp giden çiçeklere, buğdaylara veya diğer meyvelere?

Arsızlığın bu kadar normalleşmesi korkutucu olmaya başladı artık.

Eylül 2020, Tekirdağ

Bir de şu konular var

Siz ne dersiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.