Formula 1’ın dünyaya yayılmadan, sadece Avrupa ülkeleri arasında düzenlendiği yıllarda birçok ülkede canlı yayın yoktu. Zamanla yarışların popülaritesi arttı, çeşitli ülkelerden milyonlarca izleyici canlı izlemeye başladı. Geri kalmış ülkeler, adı üstünde geri kalmış ülkelerdi, canlı izlemek için daha fazla beklediler.
Son 10 yılda büyük değişikliklerden geçti Formula 1. Avrupa ülkelerinden taştı, Ortadoğu ve Asya’nın parlamaya başlayan ülkelerinde yarışlar düzenlenmeye başlandı. Malezya, Bahreyn, Türkiye gibi ülkelerde pistler inşa edildi, yarışlara ev sahipliği yapmaya başladılar.
Rusya ne kadar düşüp kalksa, ne büyük devrimler yaşasa da büyük bir ülke. Ancak motorsporları geçmişine bakarsak Rusya, çapına göre motorsporlarında en geri kalan ülkelerin başında geliyor.
Bunda komünist rejimin büyük payı var elbette. Formula 1 ile çok geç tanıştılar. Yarışlar yıllarca yayınlanmadı Rusya’da. Haberleri bile yapılmadı. Sadece propagandaya yarayacak malzemeler kullanıldı. Ayrton Senna’nın ölümünü “kapitalist patronlar bir insanı daha katlettiler” diyerek duyurmuşlardı televizyonlardan.
Sonra gelişmeye başladı Rusya. Önce yarışlardan haberler verildi, sonra canlı yayınlar başladı, sonra canlı yayın öncesi ve sonrasında televizyon programları başladı. İşin sonunda öyle bir yere geldiler ki, Vitaly Petrov adında bir genci F1 dünyasına sokmayı başardılar.
Putin, Rusya’nın dünyaya açılması için iyi çalışıyor. 2014 Kış Olimpiyatları‘nın Sochi’de düzenlenmesiyle Rusya ilk kez Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapacak.
Bernie Ecclestone uzun süredir Rusya’da da yarış düzenlenmesi için bastırıyordu. Görüşmeler sonunda tamamlandı ve Vladimir Putin ile Sochi’de görüşen Ecclestone, Sochi’de yarış düzenlemek için 5 yıllık anlaşma yaptı. Yarışlar 2014’de başlayacak, eğer olimpiyatlar hazırlıkları yüzünden bir aksaklık olursa 2015 yılına kaydırılacak.
PR çalışmalarına da şimdiden başladılar. Anlaşmadan sadece birkaç gün sonra Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanı Victor Hristenko, Rusya otomotiv pazarının hızla geliştiğini ve 2014’de Avrupa’nın en büyüğü haline geleceğini açıkladı. Vitaly Petrov yarışmaya devam ederse Renault’nun bu pastadan kocaman dilimler alacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok.
Rusya çok büyük ve hızla gelişen bir pazar. Ülkede grand prix düzenlenmiyor olsa da Lada gibi, Marussia gibi firmalar sponsor sıfatıyla çoktan girdiler Formula 1’a. Ecclestone’un yıllardır Rusya da Rusya diye tutturmasının sebebi Ivan’ların sarı saçı mavi gözü değil, pazarın genişliği. Rus gençlerinin Formula 1’a ilgi duyacağını, Formula 1 sayesinde Rusya pazarına yeni firmaların gireceğini biliyor yaşlı kurt.
Rusya böyle bir ülke. Bir zamanlar “Formula 1 kapitalistlerin bok yemesidir,” diyorlardı; bugün pilot yarıştırıyor, grand prix düzenleme hazırlıkları yapıyorlar.
Bir de Türkiye var. Kimsenin inanmadığı bir pisti kısa sürede tamamlayan, sonra yine kimsenin inanamayacağı şekilde elinden kaçıran bir ülke. Beceremiyoruz büyük organizasyonları. Rusya Kış Olimpiyatları’nı alıp olimpiyat köyünü yapıyor, Formula 1 pistini de bu köyün içine gömüyor. Biz Dünya Yüzme Şampiyonası ülkemizde düzenlenirken kendi sporcularımızı kaydetmeyi unutuyoruz.
Rusya Vitaly Petrov’u deli gibi destekliyor, şampiyon gibi karşılayıp Kızıl Meydan’ı ana baba gününe çeviriyor, biz dünya şampiyonu olan Kenan Sofuoğlu’nu tanımıyoruz.
Türkiye’de Formula 1 düzenlenmeyeceği için bir yandan üzülüyorum, bir yandan da hakkını veriyor ve beceremediğimizi, bu işin bize büyük geldiğini kabul ediyorum. Ne toplum ne de devlet olarak büyük düşünebilen bir ülke değiliz biz. Uzun vadeli planlar yapamayız.
Formula 1 Türkiye’den gitti diyorum, çünkü Ecclestone korktuğumuzu söyledi, doğum gününde The Guardian’a verdiği röportajda imasını yaptı. “Belki birileri ara vermek ister. Mesela Türkiye. Muhteşem bir pistleri var ama pek heyecan duymuyorlar.”
Potansiyel var diye Türkiye’ye yarış verdi. Yarışlara kimse gitmediği halde belki uyanırlar diye sabretti. Baktı işletemiyoruz, işletme hakkını üzerine aldı. Daha ne yapsın adam, sokağa çıkıp “heyyoo yarışa niye gelmiyonuz!” diye davul mu çalsın?
Rusya ve Austin gelince takvimden iki pistin çıkarılması gerekecek. Valencia’nın çıkarılması İspanya’yı pek etkilemez, onların bir de Barcelona’sı var. Belki Bahreyn de çıkar diye düşünüyordum. Ecclestone ise “belki Türkiye biraz ara vermek ister” diyerek pistin işletme anlaşması bittiğinde F1 takviminden dehleneceğini açık açık söyledi.
Fırsat kaçırmayı Türkiye kadar seven bir toplum daha tanımadım.
Sanmayın ki Formula 1 gittikten, işletme hakkı Ecclestone’dan çıktıktan sonra İstanbul Park bize kalacak. O işi de bok etmenin bir yolunu mutlaka bulurlar. Kocaeli Belediyesi ve İstanbul Motorsporları Kulübü arasındaki tartışmalar yüzünden İzmit Körfez Pisti’nin mühürlenmesine bile ses çıkaran olmadı bu ülkede, herkes “komşuların sesten rahatsız olduğu” yalanına inanmış gibi yaptı. İstanbul Park yarın mera diye Sütaş’a kiralanırsa şaşırmasın kimse.
Sıcak denizlere artık toprak bütünlüğüyle inilmiyor. PR çalışmalarıyla, global piyasada söz sahibi olmakla, parayla yürüyor işler. Biz doymayalım salaklıklarımıza.
Ekim 2010, İstanbul