İş Dünyası Seyahat

Ticarette eskimek

Yurtdışı seyahatlerinden önce gideceğim ülkelerdeki firmaları inceler ve potansiyel alıcılar hakkında bir liste oluşturmaya çalışırım. Randevuları alıp ziyaret noktalarını belirleyince de rotayı oluşturup yola çıkarım.

Firmalar hakkında bilgileri nereden topladığımı burada açıklayamam ancak dikkatimi çeken çok önemli bir detay var. Özellikle Batı Avrupa ülkelerindeki perakendecilerin yaşları.

Batı Avrupa’da çalıştığımız bayilerin büyük kısmının geçmişi, Türkiye’de marka geliştirmeye çalışan girişimcileri üzecek kadar derin. Bakın üreticilerden, fabrikalardan bahsetmiyorum. Perakendeciler diyorum.

Kuruluş tarihi 1600’lü yıllara dayanan onlarca perakendeci var Batı Avrupa’da. 1800’lerden kalan perakendeciler ise yüzlerce. Şehirlerde köklü değişiklikler olmadığı için birçoğunun ilk mağazası halen çalışıyor, kimi romanesk kimi barok binalarda yeni ürünler satmaya devam ediyorlar.

Firma geçmişini inceliyorum, 1. Dünya Savaşı’nda muhasebeci öldü, 2. Dünya Savaşı’nda ekonomik açıdan biraz sarsıldık falan diyorlar. Dünya savaşları, yıkılan imparatorluklar ve gerçekleşen tonla devrimin ardından bir şekilde yollarına devam etmişler.

Evlat babanın yaptığını yemek yerine üzerine eklemiş. Baba evladına ben bu işi böyle yaptım sen de böyle yapacaksın demek yerine dönemin ihtiyaçlarına cevap vermesini öğütlemiş. Bugünlere kadar gelmişler.

Ticaret kültürü üniversitede okumakla, üç beş yıl ticaret yapmakla oluşmaz. Kültür köklere dayanır. Bizim köklerimiz yok. Kesmişler zamanında, sonradan da yeni kökler salamamışız.

O kültüre haiz olmadan da aynı ekonomik refah seviyesine ulaşma ihtimalimiz yok ne yazık ki.

Aralık 2020, Ljubljana, Slovenya

Bir de şu konular var

Siz ne dersiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.