Seyahatname’de hamsi tarifi buldum. Görünen o ki, Evliya Çelebi pek sevmiş hamsiyi. Sadece lezzetine değil, sağlığa olan yararlarına da takılmış. Hatta aşağıdaki paragrafta göreceğiniz gibi kendi latife anlayışıyla afrodizyak ilan etmiş hamsiyi:
“Nef’i ol mertebedir kim yedi gün bir âdem tenâvül etse, her gece ehline varup yedişer kerre kendi balığın ehline yidire, gayet mukavvi ve seri’ul-hazmdır. Ve hassası oldur kim ağrı hastalığına mübtelâ âdem yise bi-emrillah şifa bulur.”
Şşşt gülme. Evliya Çelebi’nin tarzı bu.
Bol bol övdükten sonra bir de tarif vermiş. Hep Julia Child, Jamie Oliver tariflerini mi deneyeceğiz, kendi tarihimize de kulak verelim. Diyor ki:
“İbtidâ bu hapsi balığın pak ayırtlayup onar onar kamışa dizüp ma’denos ve kerefis ve soğan ve pırasayı pâk hurde kıyup darçın ve fülfül-i siyah ile halt edüp bir kat kerefis ve ma’denivazı pilaki tavası içine döşeyüp bir kat hapsi döşeyüp ba’dehû Tarabefzun’un âb-ı hayâta benzer su zeytûn yağın döküp germâ-nermâ ateşde bir saat pişüp gûyâ nûr olup tenâvül eden nûr-ı pür-nûr olur. Bu gûne tabh olup tenâvül olunsa kuvvet-i basara ve mi’deye nâfi’dir.”
Bu tarifte beni en çok etkileyen, “Trabzon’un ab-ı hayata benzer zeytinyağı” ifadesi oldu. 1600’lü yıllarda zeytinyağı varmış Trabzon’da. Maalesef bugün zeytinyağı gibi bir şifa kaynağından tamamen kopmuş durumda Karadeniz.
Bu tarifi deneyelim. Evliya Çelebi’nin elinden bir hamsi yiyelim bu sene.
Eylül 2017, İstanbul