Amsterdam’dayız. Bir mekânda oturmuş, Hollanda’dan arkadaşlarla muhabbet ediyoruz.
Bir Tesla Model S geldi, kanal kenarına, benim arabanın yanına park etti. Sürücü indi, kanal kenarındaki mini istasyonlardan birinde otomobilini şarja taktı, bizim masaya geldi. Bizimkilerden birinin arkadaşıymış.
Tanıştık, hoşbeş muhabbet derken mesleğini sordum. “Çiftçiyim,” dedi. Çiftçi ve Tesla Model S. Bu nasıl çiftçilik deyince anlattı.
Kaç dönüm arazisi olduğunu unuttum. Fakat çok büyük bir arazisi olduğunu, zaten 300 dönümün altında profesyonel çiftçilik yapılmadığını söyledi.
“Her bölgenin kooperatifleri bulunur. Sezon başında toplanırız, ne ekelim diye sorarız. Kooperatifler toprak analizlerini ve piyasa araştırmasını yapar, en uygun ekinleri söyler. Ekeceğimiz bitkiye göre makine parkımızı da bildiririz. Eğer uygun makinemiz yoksa ya makine alırız ya da kooperatif elimizdeki makinelere uygun alternatif bitkiler tavsiye eder.
Kooperatifler, üniversitelerin desteğiyle her aşamayı takip ederler. Hava şartlarına göre müdahale gerekirse anında gerçekleşir. Hasat zamanı geldiğinde hasat yapılır ve ürünler kooperatiflerin soğuk hava depolarına aktarılır.
Depolarda yeminli eksperler gelir ve kalite kontrol yaparak ürünlere taban fiyat verirler. Kontrol esnasında eksper ürün sahibini görmez. Ne üretici ne de alıcı fiyatlandırmaya karışamaz. Ardından açık artırma usulüyle satış gerçekleşir.
Tüm masraflar düşüldükten sonra ödememiz bankaya yatırılır.
Planlı çalışıldığı için bir sezonda herkesin aynı ürünleri üretmesinden kaynaklanan arz fazlası bizde olmaz. Kimse kafasına göre ekim yapamaz. Bu da fiyatların düşmesini engeller.”
Telefonundan traktörünü, tarım makinelerini falan gösterdi. Klimalı traktörler, tam otomatik tarım makineleri. Beyaz gömlekle çiftçilik yaparsın.
Sonra bizi düşündüm. Bu adam çiftçi haliyle Amsterdam’ın şık mekânlarından birine Tesla ile geliyor, bizim çiftçiler de Toros ile kahveye gidiyor.
Hollanda’nın yüzölçümü Konya’dan biraz büyük ve tarım ihracatı rakamsal olarak Türkiye’den 5 KAT fazla.
Türkiye, tarım politikalarını değiştirerek sadece 10 yılda Hollanda’yı falan geçer gider ama ne tarım bakanlığının, ne de çiftçinin öyle bir vizyonu yok. Durum o yüzden ümitsiz.
Mayıs 2018, Akdağmadeni, Yozgat