Toplum

Kadına şiddet yoktur

Bu ülkede kadına şiddet yok. Bu ülkede şiddet var. Ahlaksızlık var. Eğitimsizlik var ve hepsinden önemlisi, korkunç bir iletişim sorunu var.

Biz kendimizi ne yazarak, ne çizerek, ne de konuşarak ifade edemiyoruz. İçimizde birikenleri insanca dışa vuramadığımız için en ilkel güdülerimize uyuyor ve şiddete başvuruyoruz.

Genetik olarak kaba, istilacı ve savaşçı bir toplumuz. Bu genetik altyapıyı doğru bir ahlaki çatıyla güçlendirdiğimizde imparatorluklar kuruyor, bu çatıyı yok ettiğimizde aile bile kuramıyoruz. (Aynı evde yaşamak aile olmak değildir.)

Dediğim gibi, kadına şiddet yok bizde. Bu ülkede kadın, çocuk ve hayvan olmak zor diye paylaşımlar görüyorum. Hayır, erkek olmak da zor.

Çünkü biz, kendimizden zayıf olan herkese fiziksel veya psikolojik şiddet uygularız. Askerde devrecilik yaparız, işyerlerinde mobbing yaparız, sosyoekonomik olarak bizden bir basamak aşağıda olanlara her türlü psikolojik şiddeti uygulamayı, aşağılamayı veya merhamet kisvesi altında acımayı normal buluruz.

Bu konuda erkeklerin sesi pek çıkmaz. Çünkü onlar da patronlarından, müdürlerinden, komutanlarından, yöneticilerinden veya her kimse artık bir üst kademeden yedikleri şiddeti hemen altlarında aktaracak bir yer bulurlar. İsyan etmelerine gerek kalmaz.

O nedenle hep kadın cinayetleri, çocuk ölümleri dikkat çeker. Oysa karısına veya çocuğuna şiddet uygulayan o şerefsizin yaşamını biraz incelediğinizde aslında kendinden zayıf olan herkese karşı benzer davranışlar sergilediğini görürsünüz.

Eğitimsizlikten kaynaklanan bu ahlaksızlıktan kurtulamadığımız sürece bitmeyecek kadın cinayetleri.

Emine Bulut’un “ölmek istemiyorum!” çığlıkları şiddet gören tüm insanların çığlığıydı. Ancak ne devlet duyacak ne de toplum değişecek. Çok üzüldüm. Ve işin acı yanı, ümitli değilim.

Ağustos 2019, Kırşehir

Bir de şu konular var

Siz ne dersiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.