1964 yılı. Otomotiv sektöründe yürek ve bileğin teknolojiye teslim olmadığı yıllar.
Ford, Mart 1964’de yeni bir model sürer piyasaya: Mustang. İsmini vahşi doğada koşturan, evcilleştirilmesi pek zor bir at cinsinden alan Mustang, piyasaya çıktığı günden itibaren otomotiv sektörünü kasıp kavurmaya, gençlerin kalbini yakmaya başlar.
Ford’un bu atağına birilerinin karşılık vermesi gerekmektedir. Medya General Motors’u gazlar, çeşitli modellerden bahsedilir. Uzun süre ses çıkmaz ancak günün birinde Chevrolet’nin Panther diye bir modele hazırlandığının dedikodusu yayılır. Hatta eleştiriler olur, bütün model isimleri C ile başlayan (Corvair, Chevelle, Corvette) bir markada Panther’in ne işi var diye…
Haziran 1966’da gazeteciler GM’den gelen bir telgrafla heyecanlanırlar. GM, tüm Amerikan medyasını dünyada ilk ve son kez düzenlenecek olan SEPAW (Otomotiv Dünyasından Panterleri Temizleme Derneği) toplantısına davet etmektedir.
28 Haziran 1966’da Detroit’de düzenlenen toplantıda örtüler kaldırılır ve Chevrolet Camaro ortaya çıkar. “Hani Panther?” diye soranlara yanıt verir Chevrolet: “Ne panteri? Panter falan yok. Anlamını bilmiyorsanız söyleyelim; Camaro, sadece at yiyerek beslenen bir vahşi hayvandır.”
Gazeteler bu şekilde basılır, haberler yayılır ve sadece at yiyerek beslenen, yani kimsenin sakinleştiremediği Mustang gibi atları öğle yemeği niyetine yiyen bir vahşi hayvandan ismini alan Chevrolet Camaro, American Muscle ortamlarında çılgın atmaya başlar.
At yiyerek beslenen hayvan falan da yoktur tabi. Ama kim araştıracak şimdi orasını…
Eskiden güzelmiş bu işler. Rekabetin içinde eğlence varmış. Zekâ oyunları varmış. Şimdi kalmadı eğlencesi, varsa yoksa para.
Mayıs 2018, İstanbul