İş Dünyası Seyahat

Cafe Refique

Cafe Refique hep vardı. İsmi yoktu sadece.

Eskiden beri kahve severim, normalde şirket aracımın bagajında bile moka pot, kupa, mini ocak, ateş kutusu, öğütücü ve çekirdek kahve taşırım. Evrak çantamdan daha az yer kaplar bagajda.

Uzun iş seyahatlerinde herkes bir dinlenme tesisinde mola verirken ben bir ağaç altı bulur, bazen bir köy çeşmesinden, bazen bir dereden suyumu doldurur, kahveyi taze taze öğütüp kendime yetecek kadar demlerim.

İki kupa kahve, üç sigara 35-40 dakika sürer, sonra yoluma devam ederim.

Bisikletle dolaşırken bile sırt çantamdadır kahve takımlarım, şehrin içinde bir bankta otururken, bir denizin kenarında veya yemyeşil bir ormanda yine bunu yaparım.

Mesele keyif almakta, maddi imkanlarda değil.

@dostane_atolye sağolsun, istediğim mutfağı yapınca imkanlar arttı tabi. Bagajda mutfak olunca evdeki çeşitli demleme aparatlarını da attım bagaja, coffee shop gibi oldu Refik.

Cafe Refique ismi de bir akşam boğazda kahve içerken çıktı ortaya, işletme falan değil yani.

Diyeceğim, maddi imkanlarla pek ilgisi yok bu işin. Herkes yapabilir. Zincir kahvecilerin bayat kahvelerinden muhtemelen daha ucuz ve kesinlikle daha lezzetli olacaktır.

Aralık 2020, İstanbul

Bir de şu konular var

Siz ne dersiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.