TSK mükemmeldir!
Görevi, birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, iç ve dış düşmanlara, özellikle irticacılara karşı yurdumuzu kahramanca savunmak, cumhuriyetin selametini, şehit kanlarıyla sulanmış vatanın toprak bütünlüğünü, üniter ve laik devlet yapısını Türk milletinden aldığı güçle ve Atatürkçü düşünce sisteminden aldığı inançla korumaktır!
İran kafasına göre füze yapmaktadır, Irak’ın ne bok yediği belli değildir, Yunanistan kıta sahanlığını genişletmeye çalışmaktadır, Ruslar zaten sıcak denizlere inmek için can atmaktadır, Ermenistan kesin bi’şeyler yapıyordur, Bulgaristan Trakya’yı işgal edecektir, Trabzon’da Pontus Rum Devleti’ni kurmak isteyenler vardır, irticacılar İslam Devleti kurmak için çabalamaktadır, Avrupa Birliği yurdumuzu bölmek istemektedir, Altay İmparatorluğu uzaydaki uydularıyla evlerimizi gözetlemektedir, PKK zaten bir avuç çapulcu sürüsüdür.
(İlginçtir ki, aynı TSK fırsat buldukça ABD hakkında da bol bol atıp tutar. Ama kullandığı uçaklar, araçlar, teçhizat, silahlar, komandoların kullandığı kazma & küreğin tamamı ABD malıdır. Kahraman pilotlarımız ABD malı F16′larla dosta güven düşmana korku salarken, olası bir savaş durumunda bilgisayar sistemlerinin bu uçakların ABD ve İsrail uçaklarına ateş edemeyeceğini bilirler.)
Bir gecede 81 Düzce, 82 Kerkük, 83 Musul ulan! Gerekirse 135.000 ölü daha verir Yunanistan’ı bile alırız! Bu kadar genç var memlekette, hepsi karı kız peşinde. Gençler ölür, topraklar büyür böylece nüfus yoğunluğunu da ortadan kaldırırız.
Çevrede bunca düşman, bunca tehlike varken, üstelik her Türk asker doğarken elbette yurdum genci işini gücünü bırakıp askere gidecektir. Orası peygamber ocağıdır, bir erkeğin erkekliğini ispatlaması için, 20 yılda adam olup da kazanamadığı disiplini kazanabilmesi için tek kurumdur, yurt sevgisi dersine girmeyen asker prezervatifi nasıl takacağını bilemez! Namaz kılanın cezalandırıldığı bir peygamber ocağı daha varsa, orayı da yakında fethederiz, nedir yani!
İşte bu nedenlerle, halkı askerlikten soğutmak suçtur.
Bu kanun tarafından tehdit edildiğiniz için TSK’yı eleştiremez, sadece övebilirsiniz.
Eğer TSK’dan bahsederken ne övüyor ne de halkı askerlikten soğutmak suçunu işleyecek kadar eleştiriyorsanız, o zaman TSK’yı yıpratmaya çalışmakla suçlanırsınız.
TSK’ya TSK demek bir yıpratma girişimidir mesela. Türk Silahlı Kuvvetleri, şanlı ordumuz, kahraman Mehmetçik, dosta güven düşmana korku salan kahraman ordu, sayesinde rahat uyuduğumuz yüce insanlar falan demelisiniz ki yıpranmasınlar.
Onlar yıpranma konusunda beyaz çamaşırlar kadar narin, güç ve şan konusunda elmas kadar dayanıklıdırlar.
Bir adam generalliğe ulaşmışsa ona general denmez. Paşa diyeceksiniz. Rütbesiyle hitap ederseniz ayıp olur, ismiyle hitap ederseniz TSK yıpranır, lakap takarsanız halk askerlikten soğur.
(Mesela; Tümgeneral Necmi Cortlak isminde bir adam, sizin dilinizde sadece Necmi Paşa olarak kullanılabilir. Tümgeneral Necmi denmez. O ne lan Çavuş Necmi der gibi? Şu bizim Necmi Abi derseniz rütbesine saygı göstermemiş olacağınız için TSK yıpranır. Götlek Necmi derseniz konu komşu askerlikten soğuyabilir ve bu durumda askeri mahkemeyi boylarsınız.) —Ama o size askerliğiniz boyunca dalyarak diye hitap edebilir, çünkü o kahraman Türk ordusunun bir mensubuyken, siz sadece Türk olduğunuz ve asker doğduğunuz için mecburen orada bulunup gün sayan sıradan bir adamsınız.)
TSK bu ülkede her şeyin en iyisini bilir. Devrim gerekiyorsa onu da onlar yapar. Halkın güvenliği, sağlık ve selameti, cumhuriyetin bölünmez bütünlüğü, laik ve üniter devlet yapısının korunması için belli periyotlarda muhtıralar yayınlar, darbeler falan yapar. (Onların darbe yapması rejim düşmanlığı değil, rejimi korumaktır. Rejim halk çoğunluğu kimi seçerse o başkan olacak dese de, halk cahil olduğu için bunu asker yapmalıdır. Ayı yavrusunu severken öldürürmüş.)
Ancak çeşitli generallerin darbe yapma planları başarısızlıkla sonuçlanırsa, hükümet veya medya bu planları ele geçirirse, o zaman TSK açıklama yapar: “Birkaç kendini bilmezin yaptıkları TSK’ya mal edilemez, şanlı ordumuzu yıpratmaya çalışmayın, bunlar hep dış mihrakların oyunları. Siz de bu oyunlara alet olduğunuz için topsunuz, hainsiniz.”
Çeşitli generallerin darbe yapma planları başarıyla sonuçlanırsa, zaten siki tuttunuz demektir. Memlekete reset atar, 20 yıl geriden başlarsınız ama açıklama gecikmez. “Cumhuriyetin bölünmez bütünlüğünü korumak üzere TSK yönetime el koymuştur.”
Bildiğiniz gibi suçu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur. James Bond ünlüdür ama patronlarının adını kimse bilmez. Her filmin başında patronlar der ki, “yakalanırsan seni tanımıyoruz, kendi başının çaresine bak.”
“Bond, James Bond” şeklinde tekmil verince karizmatik duruyor da, “Tolon, Hurşit Tolon” şeklinde tekmil verince neden karizmatik olmuyor? Başarıya ulaşmayan eylemi kimse kabullenemez elbette. Ama siz inanırsınız bunlara. Hükümet uydurmasıdır, TSK yıpratılmaktadır, şanlı ordumuza laf söylemek vatana ihanettir! Ordu darbe planlamaz. Her şey spontane gelişir ve darbe olur, oysa bunu ordu planlamamıştır.
Urfa kebabın adıyken, Şanlı Urfa şehrin adıdır. Ordu şehrin adıyken, Şanlı Ordu da TSK’nın adıdır. Bu isimleri farklı şekillerde kullananın kesin kanı bozuktur, Brezilyalı falan olabilir.
Askerdeyken süper bi’ tabur komutanımız vardı. Allame-i cihandı kendisi, her şeyi bilirdi. Önceki yaşamında NTV’de programcılık yapmış olan bir arkadaş ve ben de, taburun zeki elemanları olarak yurt sevgisi dersinde izlenecek filmleri ayarlardık, eğer filmlerde görülmemesi gereken sahneler varsa oraları keserdik falan. Severdi bizi bu amca, bazen kızıp “savaşa senle mi gidecem lan ben, dalyarak!” dese de, bizi sevdiğini bilirdik. Zaten sevdiği insanlara dalyarak derdi o, kendi jargonunda kanka, dude anlamına geliyor sanırım.
Neyse efendim, bir gün bizi çağırdı bu odasına. Gittik dikildik karşısına. Baba yarbay tabi masanın arkasına yerleşmiş, göbeği masaya, kafayı koltuğun arkasına yaslamış, biz de karşısında esas duruştayız kahraman Türk askerleri olarak.
“Gökhan!” dedi. “Sen NTV’de mi çalışıyordun sivilde?”
“Evet, komutanım,” dedi bizimki.
Ve bomba patladı:
“NTV’nin yayın politikasını beğenmiyorum. Doğru bir yayıncılık değil bu. İstanbul’a telefon et, NTV yöneticileri buraya gelsinler. Onlara genel dershanede televizyonculuk nasıl yapılır, bunun dersini vereceğim. Adam gibi çalışmayı öğrensinler!”
“Emredersiniz komutanım!”
Gökhan’la dışarı çıktık ama o bana bakıyor, ben ona bakıyorum. Emir büyük yerden, çağırmazsa askerliğin kalanı zehir olur; çağırmak için telefon etse Banu Güven’den Ferit Şahenk’e kadar bütün NTV personeli ömür boyu dalga geçer.
Bir ara İstanbul’dan birkaç arkadaşı çağırıp takım elbiseler ve sahte kartvizitlerle NTV yöneticileri diye tabur komutanının karşısına çıkarmayı bile düşündük.
Neyse ki bir süre sonra Gökhan’ın NTV’deki görevinin sadece montaj işi olduğunu, benim de sivilde ajans işletmeyip sadece montaj ve grafik tasarımla ilgilendiğimi söyledik, sivildeki görevlerimizi yanlış bildirdiğimiz için yediğimiz fırçalarla olaydan yırttık.
Kıssadan hisse: Böylesine yüce ve dünyanın kendi çevresinde döndüğünü sanan, televizyonculara televizyonculuk dersi verecek kadar kendine güvenen, sivil işadamlarının karşısında esas duruşta bekleyerek onu dinleyeceğini sanacak kadar sivil dünyayı küçümseyen bir adamın gelecekte genelkurmay başkanı olmasından korkuyorum.
TSK kurum olarak darbe planlamaz, ama böyle bir insan kendi başına darbe yapmaya bile kalkabilir.
Emin olun kötü niyetli değiller. Darbetör generallerin hepsi gerçekten vatanın bölünmez bütünlüğünü savunuyorlar. Tek handikapları, sivil dünyada yaşayan herkesin vatan haini olduğunu düşünmeleri.
İsmail Hakkı Karadayı’nın, “bu halk cahil, cumhurbaşkanını seçmesi çok tehlikeli. Ülke 30 yıl daha asker yönetiminde kalmalı,” demesinin sebebi bu. Adam cumhuriyet rejimine karşı çıkıyor, demokrasinin tehlikeli olduğunu söyleyerek Atatürk’ün koyduğu kanunlara karşı suç işliyor evet. Ama bunu kötü niyetle yapmıyor, o kadar biliyor, n’apsın?
Üstelik adam haklı, halk gerçekten cahil. Halk dediğin kitle İddaa ve iddia arasındaki farkı bilmiyor, otobüse binerken sıraya girmekten yoksun bir halk var karşısında, ne deseydi, halk çok kültürlü mü? Hoş, halkın eğitim durumu rejimin devamı için tehlikeliyse bu delikanlı gibi çıkıp söylenir, varoş kadınlar gibi telefonda dedikodu yapılmaz. Ama medya önünde cumhuriyeti savunup perde arkasında cumhuriyete saydırırsanız yaptığınız en kibar tabirle iki yüzlülük olur.
(Bu yazıda TSK eleştirilmemiştir, her ne olursa olsun, onlara saygımız sonsuz. Kişiler ve kurumları birbirine karıştırmıyor, herkesi ayrı ayrı seviyoruz. Mujks!)
Mart 2009, New York