Türkiye’de hız sınırları bölgesine göre 30, 50, 70, 90, 110 ve 120 km/s diye gidiyor. Toplam altı barem var. Ancak birçok yerde tabelalar eksik olduğu için sürücüler hız limitini anlayamıyorlar.
Özellikle fotoğraftaki gibi yollarda hız sınırını 70 olarak düşünüp ilerlerken ağaçların arasından bir jandarma radarı çıkıp “ileride köy var, meskûn mahal” diyerek 50’yi geçtiğimiz için ceza yazabiliyor. Sözün özü, kurallara uymaya çalışan sürücüler de kuralı fark edemedikleri için cezaya maruz kalıyorlar.
Bunca yıldır en çok cezayı bu tip durumlarda, 70-80 km civarında süratlerle yedim. Otobanlarda 200 km ile giderken değil.
Trafik kazalarını azaltmanın ve sürücülerin hız limitlerine uymasını zorunlu hissettirmenin çok kolay bir yolu var: Sınırları renklerle ifade etmek.
Eskiden yetersiz teknoloji nedeniyle kontrast oluşturmak için siyah asfalta beyaz çizgi çekilirdi ancak artık çeşit çeşit fosfor ile her renk rahatlıkla gösterilebilir.
Her sürat limitinin bir rengi olur ve yolun o bölümdeki çizgiler o renklerle çizilir. Kaçla gidilmesi gerektiğini sürücü de bilir, kolluk kuvvetleri de. Üstelik sürücü o renge sürekli maruz kalacağı için psikolojik olarak da limiti aşmak istemez.
Herhangi bir ülkede uygulandığını görmedim bugüne kadar. Haydi Türkiye yapsın da dünya trafik standartlarına memleketimizin de bir katkısı olsun.
Haziran 2018, Bayramiç, Çanakkale