Yerleri halı gibi kaplayan kuru yaprakları hafifçe eşeleyip toprağa ulaşacaksın. Nemli toprağın içinde minicik bir çukur açıp, 10 dakikalık bir ateş yakacaksın.
Yaprakların altında usul usul akmakta olan dereye inip dolduracaksın moka potun su haznesini. Sonra el değirmeninde öğüteceksin Kenya kahvesini, aktaracaksın moka potun içine, yerleştireceksin ateşin üzerine.
6-7 dakika sonra filtre kahven fıkır fıkır kaynamaya, taze kahve kokusu ormanın nemli kokusuna karışmaya başlayacak.
Ateşin son közleriyle güzel bir puro yakacak, sırtını bir ağaca yaslayıp uzatacaksın ayaklarını nemli yaprakların üzerine…
Dallarda koşuşturan sincapları, dökülmekte olan yaprakları seyrederek, gelmekte olan kış mevsimini tüm benliğinle hissederek yudum yudum içeceksin kahveni.
Sonra? Sonra atacaksın çantaya malzemelerini, yoluna devam edeceksin.
Öyle çok uzun vakitler, büyük sermayeler gerekmiyor. Önemli olan eldeki imkânları kullanmayı bilmek, minik detayları değerlendirebilmek.
Kasım 2018, Yedigöller, Bolu
