Sosyal medya sitelerinin algoritmaları, yaşadığınız hayatın minik birer kopyası gibi çalışır.
Daha açık söylemek gerekirse, Facebook, YouTube veya Instagram gibi siteler, önünüze gelen içerikleri daha çok beğenin ve izleyin diye daha önce beğendiğiniz türdeki içerikleri karşınıza çıkarır.
Onları daha çok beğendikçe ve izledikçe, karşınıza çıkan içerikler daha da tek tipleşir ve istemedikleriniz ayıklanır.
Bir süre sonra sadece sizin gibi düşünen, aynı şeylerden hoşlanan, benzer fikirlere inanan kullanıcıların yayınladığı içeriklere maruz kalırsınız.
Kendinizi ne kadar modern, özgürlükçü veya aydın görürseniz görün, bu yapı nedeniyle bir süre sonra dogmatik biri haline gelirsiniz.
Gerçekle ilişkiniz kopmaya başlar ve kendi subjektif görüşlerinize inanmaya, doğru olmasını istediğiniz fikirler dışında hiçbir değere inanmamaya başlarsınız.
Milyonlarca kullanıcının farklı düşünceleri savunduğu bilgi deryası bir ortamda kendi dar alanınızı oluşturursunuz. Ve herkesin sizin gibi düşündüğüne inanır, savunduğunuz fikri karşı çıkılmaz bir doğru olarak kabul etmeye başlarsınız.
Tıpkı sosyal yaşamınızda olduğu gibi. Sosyal medya sitelerinin algoritmalarını sizin değiştirmenize imkan yok, ancak kendi sosyal yaşamınızı değiştirebilirsiniz.
Gezmek, farklı yerler görmek, farklı fikirleri savunan kitaplar okumak ve yeni insanlarla tanışmak bu nedenle ufkunuzu açar.
Kendinizi aşın. Farklı fikirlere kulak verin. Farklı kültürleri tanımaya, anlamaya çalışın. Dışarıda koskocaman bir dünya var, kendi minik ortamınıza takılıp kalmayın.
Aralık 2019, İstanbul
