Henüz motorlu taşıtlarla haşır neşir olmaya başlamamış birkaç Afrika ülkesini saymazsak, neredeyse bütün ülkelerin bir veya birkaç otomobil markası var artık. Kimisi alt sınıf otomobillerle yüksek kâr marjını hedefliyor, kimisi orta sınıf otomobillerle pazar payına oynuyor, kimisi lüks otomobillerle imajını yükseltiyor, kimisi de spor otomobillerle adını duyurmaya çalışıyor.
Otomobil pazarı doymuş durumda. Akla hayale gelmedik inovatif fikirler olmadıkça bu pazarda yer kapmak çok zor. Yeni giren bir firma ne Toyota kadar çok, ne de Tata kadar ucuz satabilir. Mevcut piyasa koşullarında Maybach kadar konforlu, General Motors kadar arkası sağlam, Ferrari kadar imajı yüksek bir marka oluşturmak imkânsız.
Bu nedenlerle, geç kalmış olmasına rağmen bir şekilde bu pazarda yer almak, otomotiv dünyasında ismini duyurmak isteyen ülkeler ve üreticiler en hızlı ünlenecekleri alanı seçiyorlar kendilerine: Süper spor pazarı.
Rusya Marussia ile, Güney Kore Spirra ile, Kanada De Macross ve Pléthore ile pazara girmeye, teknolojilerini ispatlamaya çalışıyorlar. Aklıma ilk gelen örnekler bunlar, daha birçok ülke ve marka var bu şekilde hareket eden.
Bu ülkelerden biri de Meksika.
Meksika’nın spor otomobil projesi olan Mastretta, aslında çok yeni bir proje değil. İki sene önce duyurulan Mastretta’nın, geçtiğimiz yıl piyasaya çıkması bekleniyordu. Ancak medyaya pek bahsedilmeyen nedenlerden dolayı proje uzamış, 2010’a kalmış. Geç olsun güç olmasın diyen Meksikalılar, önümüzdeki ay Paris Motor Show’da Mastretta’yı görücüye çıkaracaklarmış.
Basın bültenini yayınlamışlar ve Paris’te standımıza bekleriz demişler ama otomobil hakkında bilgi vermeye hiç yanaşmamışlar. Projedeki tüm yenilikleri fuarda açıklayacaklarmış.
Mastretta’nın eğer ismi değişmediyse Mastretta MXT adıyla piyasaya çıkacak olan modeli hakkındaki tüm bilgilerimiz, önceki tanıtımdan kalma. O bilgileri tazeleyecek olursak Mastretta MXT 240 HP güç üretebilen 2.0 L Ford Duratec motorla yürüyen, ağırlığının bir ton altında olmasının da avantajıyla 0 – 100 km/s hızlanmasını 5 saniyenin altında tamamlayan bir otomobil olacak.
Ne teknik veriler, ne de aracın tasarımı hakkında ekstra bilgi yok. 2008’de duyurulan projeden sonra çeşitli söylentiler çıktı. Ford motorun Cosworth tarafından geliştirilip twin-turbo yapıldığı, tasarımın bir miktar değiştirildiği yazılıp çizildi ama bunları doğrulayan bir bilgiye ulaşamadım. Tasarımın değiştirildiği söylentisi umarım doğrudur, çünkü bu turuncu renk, bu duruş, özellikle önden görünüş bana feci şekilde Gumpert Apollo’yu anımsatıyor.
Mastretta MXT’nin nasıl bir otomobil olacağını görmek için Paris’e kadar beklemek zorunda kalacağız.
2008’den bugüne nasıl değişiklikler oldu, proje ne kadar geliştirildi, hepsini Paris’te göreceğiz. Bakalım Meksikalılar “başlamak bitirmenin yarısıdır,” diyerek projenin başlamasına güvenip yattılar mı, yoksa pazarda gerçekten yer almak için son iki seneyi çalışmakla mı geçirdiler. Hepsinin yanıtı Paris’te saklı.
Eylül 2010, İstanbul