ABD şirketleri dünyayı nasıl ele geçiriyor farkında mısınız? Bize ürün satmıyorlar, kavram satıyorlar. Bunu da gizlemiyor, açık açık söylüyorlar.
İtalya’nın pizzasını, Almanya’nın hamburgerini, Afrika’nın kahvesini, kendi kolasını birleştiriyor, bir anlayış, moda, felsefe, kavram haline getiriyor ve kendi markası olarak satıyor.
O kavramı hedef kitlenin kafasına soktuktan sonra pizzanın da, hamburgerin de, Amerikan tarzı yaşamın da milyonlarca talibi oluyor dünyanın dört bir yanından.
Sonrası kolay, sonrası satış.
Biz ülke olarak bu yüzden kaybediyoruz. Çünkü bir felsefemiz yok. Ürün satmaya çalışıyoruz ama hikayesi olan markalarımız yok.
Çaydanlık üreticileri Türk çayını ifade etmiyor, fırın üreticileri böreği anlatmıyor, sadece ürün satmaya çalışıyorlar. Arzum Türk kahvesi için çabalıyor yalnız, hakkını vermek lazım (@tmuratkolbasi).
İşte Bambum bu yüzden Avrupa’yı adım adım dolaşıyor. Ürün satmaya çalışmıyoruz, bambunun yararlarını, hayata katacağı artı değerleri ifade ediyoruz.
Sipariş sonradan geliyor zaten.
Türkiye’nin en büyük ihtiyacı bu. Ürün yapabilirsiniz ama tek amacınız satışsa hiçbir yere varamazsınız. Üreticilerin ve devletin önce bu konuya odaklanması lazım.
Değer oluşturmak zorundayız.
Gelin değerler oluşturalım. Hikayeler yazalım. Fabrika işçiliğiyle, kiloyla, metreyle değil, rekabetin mümkün olmadığı soyut değerlerle kuşanalım. O zaman var olabiliriz dünya piyasalarında.
Eylül 2019, Gadmen, İsviçre