Uzun yol düşkünleri için yolların en sevimsiz dönemi geldi çattı.
Anadolu otobanı arka camlara çarşaf germiş, bagajı ağzına kadar doldurmuş, dikiz aynasından arkayı göremeyen Anadolu sürücüleriyle ve Türkiye’nin trafik kültürüne hakim olmayan gurbetçilerle dolu şu anda.
Küçük bir şehirde yaşayıp, sadece işe giderken araç kullanan, uzun yol anlayışı 50 kilometre mesafedeki ilçelere gitmek olanlar…
Tecrübesi olmadığı için yola korkarak çıkan, güvende hissetmek için yavaş gitmeye çalışanlar…
Yol ve trafik karakterini bilmeyen, kalabalık otobanda sol şeride 90 km/s ile sollamaya çıktığında bütün trafiği tehlikeye atanlar…
Yılda maksimum 3-4 bin kilometre yol yaptığı otomobilinin huyunu bilmeyen, bakımını yapmayan ve 500 km’lik yola çıkınca arıza yapan otomobiliyle trafiği karıştıranlar…
Türkiye’nin trafik kültürüne hakim olmayan, Avrupa’daki düzene göre hareket etmeye çalışırken Türkiye’deki trafik yüzünden strese giren, bu stresle hata yapmaya başlayan yol yorgunu gurbetçiler…
Normalde her şehrin kendine özgü bir trafik kültürü vardır ve o şehirde yaşayanlar, bunda bir gariplik görmezler. Dışarıdan gelenler bu kültürü çözebilirlerse adapte olurlar, çözemezlerse kaza olur.
Ancak otobanlar tüm Türkiye’nin kullandığı ortak alanlar olduğundan bu kültürler çatışır.
Otobanlardaki araç sayısı mevsim normallerinde seyrederken çok sorun olmaz ama tatil dönemlerinde herkes kendi anlayışıyla yollara dökülünce bu kültür çatışması tehlikeli boyutlara ulaşır.
Şu anda otobanda muazzam bir kalabalık var. Trafik düzlüklerde akıcıyken, rampalarda kilitleniyor ve tek nedeni hızlanmaya korkarak sollamaya çıkanlar.
Trafik sadece resmî kurallarla işlemez. Organiktir, bir karakteri vardır ve tıpkı bir canlı gibi tepki verir. Eğer aşina değilseniz lütfen yola çıkmayın, hepimizi tehlikeye atıyorsunuz.
Bayramınız mübarek olsun.
Haziran 2017, Ankara
