Bugün bir bankacıyla konuştum telefonda. Son bir yıldır evden çalıştığını söyledi. Sonra biraz konuşunca fark ettim ki bunlar delirmiş ya lan?
İşi evine taşımış, sabah 9 akşam 6 çalışıyor. Müşterilerle sabit hattan iletişim kurduğu için mesai saatlerinde dışarı çıkma şansı yok.
Akşamları mesaisi sokağa çıkma yasağına bir saat kala bittiğinden akşam dışarı çıkmıyor. Sabah çok erken olduğu için çıkmıyor. Hafta sonu mesai yok ama sokağa çıkma yasağı olduğu için yine evde kalıyor.
Evde balkon yok, bazen camı açıp hava alıyorum diyor. Çoğunlukla cam da açmıyorum, sonuçta havalar soğuk diyor.
Market ve alışveriş ihtiyaçlarımı online servislerden karşılıyorum diyor. Afedersin dört aydır kuaföre bile gitmedim diyor.
Dışarı çıkmam gerekirse çift maske takıyorum, siperlik kullanıyorum, markete giderken eldiven giyiyorum, sosyal mesafeye çok dikkat ediyorum, eve girerken tüm kıyafetlerimi makineye atıyorum diyor. Kargo geldiğinde kapının önünde birkaç saat bekletiyor, dezenfekte etmeden içeri almıyorum diyor.
Oturduğum apartmanda başka bankacı arkadaşlarım da var ama birbirimize hastalık taşımamak için asla ziyarette bulunmuyoruz, WhatsApp ile görüşüyoruz diyor. Apartmanın bahçesine çıkıp muhabbet eden başka komşuları varmış, onlara kızıyor. Çok yanlış, bu nasıl bir sorumsuzluk diyor.
Biz ofise, fabrikaya, müşteri ziyaretine gitmek gibi nedenlerle sürekli dışarıdayken evden çalışan bankacılar bu durumdaymış meğer.
İnsan hasta olur, felç olur, yatalak olur anlarım da sırf korku nedeniyle bir yıl boyunca evden çıkmamak ne demek? Bu nasıl bir korkudur? Toplumdaki korkunun bu boyutlara ulaştığını bilmiyordum.
Böyle bir insanın bağışıklık sisteminin sağlıklı olma ihtimali yok. Bırak malum hastalığı, her türlü hastalığa açık hale geliyor bünyesi. Hastalıktan değil korkudan ölecekler, gerçekten çok şaşırdım.
Fareler bile tüm düşmanlarına rağmen korka korka da olsa çıkar deliklerinden, ekmeklerinin peşinde koşarlar.
Nisan 2021, İstanbul