Ormana giriş yasakları haftaya başlıyor. 1 Haziran – 1 Kasım arasında ormanlara girmek, piknik ve kamp yapmak, ateş yakmak yasak. Ormanları drone ile kontrol eden jandarma ekipleri tespit ettikleri kişilere para cezası kesecekler.
Pandemi bahanesiyle başlayan yasaklar hayatımızın her yanını etkileyecek demiştik. Mesele toplum sağlığı değil, yasaklara boyun eğen, her yeni yasağı ne kadar saçma olursa olsun kabullenen toplumlar oluşturmaktı.
Elbette her yasağın bahanesi olacak. Cam filmi yasağının da bahanesi var, restorana maskesiz girmenin de, dümdüz yolda 70 km hız sınırının da… Ormana giriş yasağının bahanesi de yangınlar.
Peki…
Ormanları kesip tarım arazisi yapanlara, tarım ilaçlarıyla ormanların canını alanlara, 2B ile ormanlara çökenlere, mücevher gibi koylarda ormanları yakıp otel dikenlere ses yok. Ama kamp yapamazsın!
Çoğunluk bu yasağı da alkışlayacak. Ormanların korunduğunu zannedecek. Maske takınca hastalıktan korunduğunu zannettiği gibi. Sokağa çıkmayınca denizin temizlendiğini zannettiği gibi.
Ormanları yakmaya niyetli olan şerefsizler ise kuyruğuna yağlı bez bağladıkları kedileri çakmağı çakıp salacaklar ormana, bu kez yangının başladığını görüp koruyan, itfaiyeye haber veren siviller de olmayacak.
Siz kabullendikçe yeni yasaklar gelecek. Kendi ayaklarınızla girdiniz kafese ve çember yavaş yavaş daralıyor şimdi.
(Fotoğraf geçen sene Bodrum yangınlarında kendimizi parçaladığımız günlerden.)
Mayıs 2022, İstanbul