İş Dünyası Otomotiv Toplum

Sadece teste bakma

Bu yazı olumlu karşılanmayabilir, kimilerinin hoşuna gitmeyebilir, yanlış düşündüğüm söylenebilir. Fakat uzun süredir bahsetmek istediğim bir konu ve yanlış da sayılsa söylemek istiyorum.

Trafik kazalarında kazaya karışan otomobillerin marka – modelleri gizlenmemelidir.

Bildiğiniz gibi trafik kazası haberlerinde her bilgiye yer verilirken, otomobil üreticilerinin imajını korumak amacıyla markalar gizleniyor. Kazaya karışan otomobillerin markasını, modelini göremiyoruz. Fotoğraflardan çıkarmaya çalışsak bile hurdaya dönmüş otomobillerin markasını tanımak kolay olmuyor.

Oysa otomobillerin güvenliğini, kaza sonrası ne hale geldiğini görmek için trafik kazalarına bakmak Euro NCAP testlerini takip etmekten daha gerçekçi sonuçlar veriyor. Euro NCAP testleri tamamen bilimsel iken, trafik kazaları daha doğal ve beklenmedik durumlara neden olabiliyor.

Otomobil üreticilerinin bu konudaki hassasiyetini anlarım. Ürünlerinin kırık dökük hallerinin görülmemesi için video oyunlarına bile lisans verirken iki kez düşünen firmalar, bu konuya kesinlikle olumsuz bakacaklardır.

Otomobiller hakkında haber yapacaksanız sadece olumlu haberler yapabilirsiniz. Bir ünlünün aldığı otomobil, markası, modeli, fiyatı ve en güzel görüntüsüyle gazete sayfalarını, televizyonları doldurur. Hem o ünlü karakterin hem de otomobil markasının PR’ına yarayan haberlerdir bunlar.

Hatta kaza yapmış otomobilleri bile reklam amacıyla kullanabilirler. Hurdayı alıp fuar fuar gezdirirler, “bu araçtan sağ çıktılar” diye haberler yaptırırlar. Ancak kaza yapan araçta ölü veya yaralı varsa bırakın markanın zikredilmesini, görüntüler bile sansürlenir.

Ben, işte bu duruma karşıyım. Kazalarda markaların yayınlanması taraftarıyım. Hatta bunun istatistiğinin tutulmasını da isterim. Üreticiler bu istatistiği zaten tutuyorlar da, işlerine gelen bir durum yoksa kamuoyuyla paylaşmıyorlar. Paylaşılsın bu bilgiler.

Yıl sonunda hangi marka, hangi model otomobiller en çok kazaya karışmış, en çok ölü, en çok yaralı hangi kazada ortaya çıkmış veya hangi marka – model otomobiller yolcularını en çok korumuş, bunların kamuoyuna bildirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Halkın bu istatistiklerden haberdar olması otomobil satışlarındaki dengeleri ciddi şekilde değiştirecektir. Çünkü beklediğinizin dışında sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. Çok güvendiğiniz bir otomobil beklemediğiniz sonuçlar verirken, adam yerine koymadığınız bir otomobilin o kadar da kötü olmadığını görebilirsiniz.

Otomobiller diye bahsediyorum ama bunu genişletebiliriz tabi; minibüsünden kamyonuna kadar trafikteki her araç için geçerli bu düşüncelerim.

Diğer taşıtlar demişken, ilk konudan farklı olarak ikinci bir hususu da hatırlatmak isterim.

Seyahat şirketlerinin de aynı şekilde istatistikleri tutulmalı. Kaza yapan bir otobüsün üzerindeki firma ismi haberlerde silinerek yayınlanmamalı. Bir otobüs firması imajına o kadar düşkünse, prestijini korumayı o kadar önemsiyorsa zaten kolay kolay kaza yapmaz.

İki gün önce Görele’de meydana gelen trafik kazasını düşünün mesela. Medyada çıkan neredeyse tüm haberlerde otobüsün üzerindeki Metro Turizm logoları sansürlendi. Sağ kurtulanların iddiasına göre kazanın nedeni şoförün direksiyonda uyuması. Bir firma Karadeniz Sahil Yolu gibi dümdüz bir yolda böylesi bir vahşete neden oluyorsa, bu durum toplumdan saklanmamalıdır.

Yaptığı konutlar 17 Ağustos depreminde çöken Veli Göçer o durumdan ne kadar sorumluysa Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk de bu kazadan o kadar sorumludur.

Otobüs firmalarının da kaza istatistikleri tutulmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır ki vatandaş bilinçlensin, seçim yaparken sadece fiyata bakmasın.

Seyahat firmalarının kaza istatistikleri hizmet ve seyahat sektörü için, otomobil markalarının kaza istatistikleri de otomotiv sektörünün sağlığı için düşündüğümüzden çok daha önemli. Sağlıklı ve bilimsel ortamlarda gerçekleştirilen NHTSA, IIHS, Euro NCAP, JNCAP gibi çarpışma testlerinde elde edilen bilgiler kadar trafik kazalarının sonuçları da göz önünde bulundurulmalı. Bu bilgileri sadece otomobil üreticileri değil, halk da görmeli.

Böyle bir durumun gerçekleşmeyeceğini bilsem de anlatmadan duramadım.

Haziran 2011, Bodrum, Muğla

Bir de şu konular var

Siz ne dersiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.