İş Dünyası Seyahat Toplum

Romanya balıklarını nasıl koruyor?

Romanya’nın balıkçılık kanunlarını sormuştum oralarda birilerine. Şöyle anlattılar:

“Romanya’nın denize kıyısı çok uzun olmadığı için karasularımız da çok geniş değil. Balık alanlarımızı dikkatli kullanmak zorundayız. Aksi takdirde balıklarımız tükenir ve ithal balığa mahkum oluruz.

Burada profesyonel balıkçılık yapacak olan tüm teknelerin lisans alması gerekir. Lisans, bir dizi sınavdan sonra verilir. Hem denizcilik, hem balıkçılık üzerine gerçekten zorlayıcı sınavlar yapılır.

Romanya’nın kendi içinde tükettiği ve ihraç ettiği balık miktarı aşağı yukarı bellidir. Bu miktar, tüm lisanslı teknelere bölüştürülür. Herkesin kotası belli olur.

Verilen kotanın üzerine çıkanların getirdiği balıklar imha edilir ve para cezası, lisans iptali hatta hapis cezasına varan cezalar verilir.

Kotayı aşmaktan daha tehlikelisi, kanunen yasaklanmış yöntemlerle avlanmaktır. Balığın nesline zarar verebilecek, yuvaları bozacak avlanma teknikleri kullananlara verilen cezalar gerçekten çok can yakıcıdır.”

Sonra oturup bizi düşündüm. Balık sezonu açıldığı anda haldır huldur denize açılıp tuttuğunu getiren balıkçılarımızı, bu sene balık bol haberleriyle bedavaya dağıtılan, hatta satılmadığı için denize dökülen tonlarca balığı düşündüm.

Ben çocukken Paşabahçe koyunda kalkan çekerdi balıkçılar. İlk gençlik yıllarımda Beykoz’da, Üsküdar’da kürekli sandalla açılıp sadece oltayla onlarca lüfer yakalardık. Küçük çinekop, yaprak falan denk gelirse hemen atardık denize.

Levrekler cirit atardı boğazın her yanında. Palamut gariban balığıydı. İstavrit, oltaya takıldığı zaman denize geri attığımız, zerrece kıymeti olmayan bir balıktı.

Şimdi balık malık kalmadı. Restoranlarda parayla palamut yiyor insanlar. Palamuta para mı verilirmiş canım?

Yarını hiç düşünmeden, o kadar bilinçsiz, o kadar vahşi avlanıyoruz ki, hala bu denizlerde balık gördükçe şaşırıyorum.

Balık sezonu açıldı. Yine aynı şeyleri göreceğiz. Balıkları denize dökecek, parmak kadar yaprakları çinekop diye satacak, sonra balık yok diye ağlaşacağız.

Eğer minicik balıkları lezzetli diye yiyorsanız hiç bu ülkenin geleceğinden, ahlaksızlıklardan falan bahsetmeyin. Çarkın bir dişlisinin diğerlerinden farkı yoktur.

Eylül 2019, Beykoz, İstanbul

Bir de şu konular var

Siz ne dersiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.