Orman yangınları konusunda devlete çatınca kızanlar oluyor, “devlet ne yapsın!”
Devlet çok şey yapabilir arkadaşlar. Eğitim verebilir, ceza verebilir, ödül verebilir, en önemlisi de ümit verebilir…
Devlet ortalıkta yoksa orman da yanar, insan da dolandırılır, hırsızlık da olur, tecavüz de…
Aşağı yukarı 20 yıldır sigara içiyor, dağda bayırda, ormanlarda geziyorum. Çiftçilik, kampçılık, her türlü doğa aktivitesinin bir şekilde içindeyim.
Bir kez olsun içtiğim sigaranın izmaritini tam olarak söndüğünden emin olmadan küllüğe bile bırakmadım. Bir kez olsun yaktığım ateşin söndüğünden emin olmadan başından ayrılmadım. Aşırı sıcak havalarda saman, bol kuru ot içeren bir yerdeysem ve elimde ışığı odaklayıp yansıtacak bir malzeme (ayna, dürbün, objektif vs.) varsa mümkün mertebe saklarım.
Şimdi…
Göcek yangını kasti çıkmamış olabilir. Ormandaki bir cam parçası yüzünden çıktıysa ormana çöp atılmayacağını bilmeyen bir aptalın suçudur.
İzmarit yüzünden çıktıysa, araba camından izmarit atılmayacağını bilmeyen bir aptalın suçudur.
Piknik ateşinden çıktıysa, yaktığı ateşi söndürmeden olay yerinden ayrılmaması gerektiğini bilmeyen bir aptalın suçudur.
Anız ateşinden çıktıysa, anız yakmanın doğaya ne büyük zararları olduğunu bilmeyen bir aptalın suçudur.
APTALLIK SUÇTUR.
Devlet vatandaşa doğru düzgün eğitim vermezse, çocuklara çevre eğitimi, vatandaşlık eğitimi, ahlak bilgisi aşılamazsa bırak ormanı, ülke yanar ülke!
Devlet bu tip olayların önüne geçmek için önce eğitim verir, bu eğitimin sonucunda kurallar koyar ve uymayana ceza verir.
Ancak Türkiye’ye baktığımda ne eğitim, ne uygulama, ne de ceza görüyorum. Gördüğüm en somut sonuçlar, yanan ormanların yerinde yükselen siteler, villalar ve oteller.
İşte o yüzden devlet hatalı. Ben de vatandaş olarak devlete kızarım, Salvador Dali’ye mi kızayım?
Temmuz 2019, İstanbul