Sahraaltı Afrika’nın iki komşu ülkesi: Sierra Leone ve Liberya. Elmas madenleri yüzünden çıkan iç savaşlarda binlerce insanın öldüğü, insanların günde 1 dolar kazanmak için akşama kadar çamur ayıklayıp elmas aradığı iki gariban ülke.
Sierra Leone’de hatırı sayılır miktarda Lübnanlı yaşıyor. Bunun sebebi bile Batı’nın organize dolandırıcılık becerilerine dayanıyor.
Malumunuz 1800’lerin ortasında California’da verimli altın yatakları keşfedilince dünyanın dört bir yanından yüz binlerce insan zengin olma hayaliyle California’ya koştular.
Bu “gold rush” yıllarında Kuzey Afrika’dan da ciddi bir akın başladı. Denizciliğin kitabını yazan Portekizliler de bu olaya nakliye becerileriyle dahil oldular.
Ancak talep çok, gemi az, işin ucunda para sınırsız olunca Portekizli “seyahat uzmanları” bu konuya parlak bir çözüm bulmuşlar.
Lübnan’dan gemilere doldurdukları insanları Amerika’ya kadar taşımak yerine güneye dönüp Sierra Leone kıyılarına indirmiş ve “Amerika’ya hoş geldiniz, haydi hayırlı olsun” demişler.
Adamlar Amerika’da yaşıyoruz diye yıllarca Sierra Leone’de yaşamışlar. Olayın farkına varmaları yıllar sürmüş.
Ama şans işte, California altınları kısmet olmasa da Sierra Leone’nin nehirlerinde yatan ışıl ışıl elmaslarla tanışmışlar.
Kafayı çalıştıran zengin olmuş, bugün Sierra Leone’de bu kadar çok sayıda Lübnanlı olmasının sebebi de buymuş.
Birkaç gün önce Afganistan’dan ABD’ye gidiyoruz diye kalkan göçmen dolu ABD uçağının Uganda’ya inip yolcuları Uganda’ya itelediklerini görünce bu hikaye geldi aklıma.
Batı hep aynı filme “remake” yapıyor, doğu da her seferinde bunu yiyor.
Ağustos 2021, İstanbul