Bu fotoğrafta, tarımın nasıl yapılmaması gerektiğini görüyoruz. Aynı karede buğday tarlası, yonca tarlası, üzüm bağı, ayçiçeği tarlası ve bir takım başka tarlalar var.
Hepsi birkaç dönüm içinde, hepsi farklı kişilere ait. Birinin attığı ilaç ötekine zarar veriyor, küçücük tarladan elde ettiği gelir bir şeye benzemediği için hiçbiri para kazanamıyor. Herkes minimum alandan maksimum verimi elde edebilmek için yarınlar yokmuşçasına tarım ilacı basıyor tarlasına.
Oysa ne olmalıydı? Bu işin bir düzeni olmalıydı. Çiftçi geniş arazilerde tarım yaparak güçlenmeli, parasını kazanmalıydı.
400 dönüm arazisi olan çiftçi krallar gibi alır traktörünü, pulluğunu, makinelerini; tarımını yapar, parasını kazanır, kimseye de eyvallahı olmaz. Beş dönüm arazide buğday yetiştirmeye çalışan çiftçi de bırak para kazanmayı, buğdayını biçtirecek biçerdöverci bulamaz. Yaktığı mazottan attığı ilaca kadar her şey zarar yazar.
Çiftçilik, köylünün keyfine bırakılmayacak kadar değerli bir meslek. Biz bunu hiçbir zaman anlamadık. Köylü Ahmet Amca ölür, ardında 50 dönüm tarla kalır, iki oğlu kavga dövüş bölüşürler, biri 25 dönüm patates eker öteki 25 dönüm domates, sonra onlar da ölürler, üçüncü nesle geldiğimizde ortada tarla falan kalmaz. Yıllarca böyle gitti bu iş.
2018 yılında bir kanun çıkardılar. Mutlak tarım arazilerinde 20 dönüm, dikili tarım arazilerinde (meyve bahçesi vs.) beş dönüm ve örtü altı tarım arazilerinde (seracılık) 3 dönüm alt sınırı getirdiler. Vay ne büyük iş!
Fukara Ukrayna’da bu alt sınır kaç dönüm biliyor musunuz? 300 dönüm. Avrupa’da Romanya, Bulgaristan gibi tırı vırı ülkelerde de, İsviçre, Almanya gibi gelişmiş ülkelerde de değişkenlik göstermekle birlikte ticari tarımda en düşük sınır 250 dönüm. Biz 20 dönüm diyoruz. 20!
Köylüye mazot desteği vermekle, beleş tohum dağıtmakla tarım falan gelişmez, toprak bütünlüğü sağlanmadığı sürece hiçbir şey olmaz.
Bana ne lan köylü düşünsün diyebilirsiniz. Peki. Yalnız şunu unutmayın, köylü kendi karnını her hâlükârda doyurur, olan o köylünün ekinine muhtaç olan şehirliye olur.
Temmuz 2021, Edirne